22 Aralık 2014 Pazartesi

The Hobbit: The Battle of the Five Armies


J.R.R. Tolkien'in eserinden Peter Jackson'ın yönetmenliğinde 2001 yılında fantastik sinemanın zirvelerinden The Lord Of The Rings üçlemesiyle başlayan orta dünya yolculuğu ön bölüm niteliğindeki Hobbit serisinin üçüncü filmi The Hobbit: The Battle of the Five Armies ile şimdilik sona eriyor.Tek kitaptan üçleme çıkarma tartışmaları bir yana Peter Jackson'ın formunu kaybettiğini gördüğümüz Hobbit üçlemesi; sadece ilk filmi The Hobbit: An Unexpected Journey ile başarılı olarak anabileceğimiz, yere göğe sığdırılamayacak bir efsane niteliğindeki The Lord Of The Rings üçlemesinin görkem ve etkileyiciliğinden çok uzakta konumlanıyor. 

 

 

Üçlemenin son halkasına Smaug'la kaldığı yerden giriş yapan film ilk yarısıyla savaşın çıkış nedenlerine ikinci yarısıyla da büyük savaşa odaklanıyor.Smaug'un ölümünün ardından hazineden payını almak isteyenler aralarında savaşırken Thorin'in servet hastalığı ve ucundan da olsa Sauron'un geri dönüşüne değiniliyor.Yoğun savaş sahnelerine ev sahipliği yapan film teknik kalitesini korurken üçlemenin en büyük sorunu olan The Lord Of The Rings'in etkileyiciliğinden çok uzakta olma durumu bu filmde de devam ediyor.Senaryodaki sorunlar bu defa üçlemenin ikinci filmindeki kadar olmasa da, abartılı aksiyon sahnelerinin varlığı azalarak da olsa göze batmaya devam ediyor.Sauron'un dahil olduğu bölümler özellikle ayrı bir nostalji yaşatıyor.Kalabalık ve ikili savaş sahnelerine bolca yer verilirken kalabalık sahnelerde ordunun aşırı organize hareketleri göze batıyor.Bu küçük sorun haricinden savaş ekrana iyi bir biçimde yansıtılmış.Süre ayarındayken kurgu hızlı akıyor.Peter Jackson'ın etkileyiciliği arttırmak adına ısrarcı ağır çekimlerinin fazlalığı ise hedefini bulmuyor.

 

Mükemmel tasarımı ve Benedict Cumberbatch'in seslendirme faktörüyle Smaug az süresine rağmen filme renk katıyor.Diğer yandan üçlemenin en akılda kalıcı karakteri Smaug.Görüntü yönetiminden sanat yönetimine, ses, görsel efekt, kostüm ve saç-makyaj tasarımına kadar işçiliği takdiri hak ediyor.Howard Shore'un müzikleri ise fazla gürültülü ve yetersiz.İlk filmdeki "The Misty Mountains Cold" haricinde o da yönetmen gibi formsuz.The Lord Of The Rings in müzikleri çalınca bu durum daha iyi anlaşılıyor.


The Hobbit: The Battle of the Five Armies ile şimdilik orta dünyaya veda ederken Peter Jackson belki hiçbiri kendi içinde kötü değil ama herbiri oluşan beklentiyi karşılamayan bir üçlemeye imza atıyor.İkinci film serinin en kötüsüyken ilk film serinin en kaliteli işiydi.Açıkçası yine Peter Jackson olur mu, olsa da yapımcı yada yönetmen mi olur bilinmez ama seyirci orta dünyayı bu kadar seviyor ve orta dünya da gişede bu kadar gelir getiriyorken stüdyoların orta dünyadan yeni filmler çıkaracağı büyük ihtimal gibi duruyor.En azından Tolkien'in tamamlanmamış hikayeleri veya muhtemel spin-off bölümler bunun için uygun olabilir.Fakat, Yüzüklerin Efendisi efsanesinin yaşattıklarını yaşatmak hiçte kolay değil.


PUAN:6.9   NOT:B-


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder