10 Ekim 2014 Cuma

Gone Girl


Se7en, Zodiac ve The Girl with the Dragon Tattoo gibi üç çok iyi polisiye filmin sahibi zamanının en büyük yönetmenlerinden David Fincher sinemada çığır açtığı türe ders niteliğinde, yapı bozucu bir film daha ekliyor.Filmlerinde erkeklik meselelerini işlemeyi ve sistem eleştirileri yapmayı unutmayan yönetmen filmlerinde genelde kitap uyarlamalarını tercih ediyor.Zaten David Fincher'ın eline sağlam bir senaryo verin o size harikalar yaratsın.Hele ki tür polisiye ise... Gone Girl'ün de tam Fincher'lık bir senaryosu olunca yönetmende elindeki fırsatı kaçırmıyor ve tokat gibi bir polisiye/cinayet filmiyle karşımıza geliyor.

 

Gillian Flynn'in aynı adlı romanından yazar tarafından sinemaya uyarlanan filmde karısı bir gün aniden ortadan kaybolan Nick Dunne (Ben Affleck) polise başvurur.Soruşturma ilerledikçe dedektiflerin elde ettiği ip uçlarının okları Nick'e çevrilir.Flashbacklerle sık sık geçmişe gittiğimiz filmde soruşturmanın sırları giderek çözülürken karı ve kocanın çok farklı karakterleri ve evlilikleri ön plandadır.

 

Gone Girl kelimenin tam anlamıyla harika bir senaryoya sahip.Fincher her filminde farklı senaristlerle çalışmasına rağmen yönetmenin kendine has noktaları filmde hep varlığını koruyor.Çok sıra dışı karı koca karakterleri yaratırken evlilik konusunu derin noktalara değinerek işlemesi ve tokat gibi bir medya eleştirisi yapması ayakta alkışlanacak cinsten.David Fincher gerçekten senaryosunun film içinde nasıl akması gerektiğini çok iyi biliyor.149 dakika boyunca bir an aksamayan yönetmenlik; gizem,gerilim ve son derece akıcı kurguyla harmanlanıyor.Klişeleri yerlere yatıran yapı bozucu karakter ve hikayesiyle türünün unutulmayacak örneklerinden biri.Bizi özellikle Amy Dunne (Rosamund Pike) gibi benzerine pek rastlamadığımız sıra dışı bir karakterle de tanıştırmış olması filmi akıllara kazıyan diğer bir nokta oluyor.Yalan,iletişimsizlik,iki yüzlülük,ihanet gibi daha kolları birçok noktaya ulaşan senaryoda özellikle evlilik ve medya gibi unsurları mükemmel bir dille, adeta tokatlar gibi yaptığı eleştiriler filmin en etkileyici yönü.

 

Gillian Flynn'in harika senaryosu kuşkusuz David Fincher gibi bir yönetmenin anlatısıyla daha üst noktalara taşınmış.Akıcılığının yanında Fincher filminin anlatımı için kalıpların dışında bir yol izliyor.Bu noktada"The Curious Case of Benjamin Button" 'dan beri birlikte çalıştığı kurgu ustası Kirk Baxter'ın muhteşem kurgusundan güç alıyor.Atmosfer yaratmada bir usta olan Fincher bu filmde de yine atmosferin nasıl yaratılması gerektiği konusunda hünerlerini sergiliyor.Jeff Cronenweth, tonları özellikle "The Social Network"ü hatırlatan gri-yeşil renkleri kullanırken geçmişe gidilen sahnelerde daha açık renkleri tercih ediyor.Sonuç olarak Fincher'ın atmosfer yaratma becerisi ve Jeff Cronenweth'in görüntü yönetmenliği birleşince ortaya harika görüntüler çıkıyor.Atticus Ross ve Trent Reznor ikilisi piyano ağırlılıklı ve "The Social Network" ü andıran müzikler bestelemişler.Yer yer temposunu arttırarak seyirciyi dikende tutan müziklerin de çok iyi olduğuna değinmek gerek.



Adeta bir ‘femme fatale’ karakterini oynayan Rosamund Pike daha önce alışık olmadığımız karakterine adeta cuk oturmuş.Donuk surat ifadeleri, filmin girişindeki gibi bir türlü anlamını çözemediğimiz bakışları ve film içerisindeki tip değişimiyle unutulmayacak bir rolle karşımıza çıkıyor.Rosamund Pike'ın ödül sezonunda en büyük avantajı sanırım sıra dışı karakteri ve ona olan uyumu olacak.Gelelim en tartışılan oyuncu seçimine.Henüz filmin kadrosu yeni açıklanmışken veya fragman yeni çıkmışken özellikle sosyal medya üzerinden filmin hayal kırıklığı olabileceğiyle ilgili çok şey duydum.Bende Ben Affleck seçimini yadırgasam da Fincher isminin sadece tatmin etmeyen bir fragman veya Ben Affleck ismiyle silinemeyeceğini savundum.Sonuç olarak da Fincher yanıltmadı ve ustası olduğu türde son derece kaliteli bir filmle karşımıza geldi.Ben Affleck ise doğru tercih mi orası hala tartışılır.Ben Affleck rolüne iyi oturmuş ve filmde hiç sırıtmıyor.Aslından bakarsak performansı da hiçte fena sayılmaz.Fakat ben hala rolünde fena olmamasına rağmen Ben Affleck yerine başka bir oyuncunun o karakterde daha iyi olabileceğini düşünüyorum.Kısaca Affleck seçimi hedefi on ikiden vurmasa da hedefi tutturmuş diyebiliriz.Geri kalan kadroda da herkes üzerine düşeni yaparken Neil Patrick Harris filmde beğenmediğim tek oyuncu oldu.

 

Bu Bölümü Filmi izlemeden okumayınDeğinmeden geçemeyeceğim diğer bir nokta da Amy'nin eski sevgilisini öldürdüğü sahne.David Fincher cidden neyi nasıl çekmesi gerektiğini çok iyi bilen bir yönetmen.David Fincher'ın bu sahneyi aktarışına hayran kaldım.Bu Bölümü Filmi izlemeden okumayın

 

David Fincher Gone Girl ile ustası olduğu türe yeni bir harika daha ekliyor.Senaryosundan kurgusuna, karakterlerinden anlatımına kadar her yönüyle son derece kaliteli ve klişeleri yıkan bir film.Bir başyapıt olmasa da evlilik ve medya eleştirileriyle filmden çıktıktan sonra bile üzerine düşüneceğiniz, son derece etkileyici bir film.


PUAN:8.1   NOT:A-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder