21 Eylül 2014 Pazar

7 días en La Habana


 

7 días en La Habana veya diğer adıyla 7 Days in Havana adında da anlaşılacağı üzere Havana'da geçen 7 günü anlatıyor.7 farklı yönetmenin bir araya gelerek her birinin haftanın bir gününe odaklanmasıyla ortaya çıkan bir film.Birbirinden farklı bu 7 öykü o kadar içi boş ve birbirleriyle uyumsuz ki filmi gereksiz bir deneme olarak nitelemek mümkün.Gaspar Noé,Benicio Del Toro,Julio Medem,Elia Suleiman,Juan Carlos Tabío,Pablo Trapero ve Laurent Cantet'in bir aya gelerek çektiği film sadece eğer içlerinden birisini seviyorsanız onun ne yaptığını görmek için izlemeye değer yoksa bir bütün olarak bir şey ifade etmeyen bir iş.

 

Anlatılan 7 hikayenin çoğunun senaryo anlamında içi boş durması ,bölümler arasında bir bağın olmaması ve bir bütün olarak etkileyicilikten uzak olması filmi 7 farklı yönetmenin bir araya gelerek gereksiz bir film ortaya çıkarmasına yol açmış.7 yönetmende oturup filmlerinde en azından tematik bir ortaklık yapma fikrini konuşmamış sanırım.Her biri kendi sinemasının kısalarını ortaya koymayı tercih etmiş ki Gaspar Noé'nin her anlamda diğerlerinden çok farklı duran Ritual bölümü de bunu kanıtlar nitelikte.Bir diğer büyük eksik ise bu bölümlerin çoğundaki kötü müzik kullanımı.Özellikle filmin ilk yarısındaki bölümlerde bu sıkça göze batıyor.

 

 

Benicio Del Toro'nun yönettiği 'El Yuma' Havana'ya yeni gelen bir sinema öğrencisinin sonradan fark ettiği bir transseksüelle arasındaki konuşmalara değinirken,Pablo Trapero'nun 'Jam Session' bölümü alkolik yönetmeni canlandıran Emir Kusturica'nın Havana Film Festivaline gelip oradaki şoförüyle arasında kurduğu dostluğu anlatıyor.Bu bölümde Kusturica'nın oyunculuğuyla filme renk kattığını söyleyebiliriz.Julio Medem'in
"La tentación de Cecilia" bölümü sevgilisi ve iş vereni arasında kalan şarkıcı bir kadını anlatırken,Elia Suleiman'ın "Diary of a Beginner" ı neredeyse diyalogsuz geçiyor.Bölüm bir adamın etraftaki insanları izlemesi ve yalnızlığına değiniyor.Gaspar Noé'nin "Ritual" bölümü ise ailesinin bir kızla beraber olduğunu görmesi sonucu genç kız çocuğuna ayin yaptırmasını anlatıyor.Bölüm yine konuşmasız geçerken kurgusundan müziklerine kadar baştan aşağıya Noé'nin tarzını yansıtıyor.Juan Carlos Tabío'nun "Dulce amargo" su bir aileyi ve Laurent Cantet'ın "La Fuente" si dini tören yapmaya çalışan geniş bir aileyi anlatıyor.Şahsen en iyi ve kayda değer iki bölüm Gaspar Noé'nin "Ritual" ı ve Julio Medem'in "La tentación de Cecilia" bölümü.


PUAN:3   NOT:F

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder