16 Ağustos 2014 Cumartesi

Locke

 


Dirty Pretty Things ve Eastern Promises gibi filmlerin senaristi olmasıyla tanınan İngiliz senarist Steven Knight ikinci uzun metraj film denemesinde tek mekanda geçen gerçek zamanlı bir filme imza atıyor.Sinemada her zaman ayrı bir yeri olan ve cesur denemeler olarak anılan tek mekan filmleri bu defa araba içerisinde bir adamın dramını gerilimle harmanlayarak seyirciye sunuyor.Joe Wright'ın yapımcılarından biri olduğu film Tom Hardy'nin oyunculuğundan aldığı güçle akıllarda yer eden bir film oluyor.


Ivan Locke bir yapı şirketinde çalışan başarılı kariyere sahip bir adamdır.İki çocukluğuyla mutlu bir yaşama da sahiptir fakat Locke önceden yaptığı bir hata yüzünden bir gece ani bir karar alır.Kendi inandığı doğruyu yapmak için işi ve eşini kaybetme uğruna arabasıyla yola koyulur.Yaklaşık 85 dakika boyunca Locke işleri yoluna koymak için eşi, çocukları ve iş arkadaşlarıyla telefon görüşmesi yapmaktadır.İnandığı doğrular yolunda gidip hatalarını telafi etmeye çalışan bir adamın dram yüklü hikayesi bu.


Locke özellikle baştan sona çok iyi yazılmış diyalogları ve baş karakteriyle Steven Knight'ın senarist yeteneklerini bir kez daha gözler önüne seriyor.Kuşkusuz Steven Knight'ın yüksek gerilimle falan bir işi yok, daha çok karakterinin içinde bulunduğu durumu seyirciye yansıtmakla uğraşıyor.Tabi bir de Locke'un babasıyla olan bilmediğimiz geçmişinin de altını çizmek gerek.Bu geçmişi Locke'un kişiliği ve aldığı kararlar üzerinde etkili.


Büyük çoğunluğu araba içindeki çekimlerle geçen filmde Steven Knight aldığı açılarla başarılı bir yönetmenlik sergiliyor.Cama yansıyan araba ışıklarını, yol ışıklarını yer yer bulanıklaşan kamerasıyla kadraja alıyor.Işık kullanımı filmin atmosferini ve ruhunu oluşturmada etkiliyken Haris Zambarloukos'un görüntü yönetimi ve Dickon Hinchliffe'ın dramı iyi yansıtan müziklerinin de hakkını vermek gerek.


Locke seyirciyi finale kadar bağlamayı bilen hızlı akan bir film fakat bir süre sonra aynı şeylerin tekrar tekrar dönmesi filmi düşüren bir unsur.Her ne kadar sürenin kısalığı bu olumsuz faktörü aza indirgemiş olsa da bir süre sonra Locke'un hep aynı insanlarla aynı meseleler üzerine yaptığı telefon görüşmeleri filme eksi olarak yansıyor.Son yılların patlayan iyi oyuncularından Tom Hardy performansıyla filmi sırtlıyor adeta.Karakterine yapışan oyuncu dramatik sahnelerdeki tepkileri ve olayları kontrol etmeye çalışırken ki sakinliği abartısız ve inandırıcı bir performansla seyirciye aktarıyor.


PUAN:6.8   NOT:B-



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder