The Congress

 

 

Vals Im Bashir filmiyle tanınan İsrailli yönetmen Ari Folman'ın 1971’de yazılan bir bilimkurgu romanından uyarlanan son filmi The Congress normal dünyayla animasyon dünyasını iç içe geçiren farklı bir sinema deneyimi yaşatıyor.Sanal gerçeklik konusunu ele alan yapım film piyasasından yola çıkarak teknolojinin zararlı geleceğine değiniyor.

Baş karakterimiz Robin Wright sinema kariyerinde yanlış seçimler yapmış bir aktristir.Düşüşe geçen kariyerinden rahatsız olan Wright'a Miramount adında bir film şirketinden sıra dışı bir teklif gelir.Teklif oyuncunun film kariyerinden vazgeçerek haklarını ve yeteneklerini özel bir teknoloji sayesinde film şirketine satmasını içeriyordur.Artık filmler tamamen dijital olacaktır.Filmin ilk bölümü Robin Wright'ın bu teklifi değerlendirmesi ve kabul etmesine uzanan süreci anlatıyor.İkinci bölümde ise 20 yıl sonrasına gidiyoruz.Dünya artık bambaşka bir düzen halini almış ve Miramount şirketinin yönetimindedir.İkinci bölümle birlikte animasyona geçiş yapan filmimiz bu andan itibaren daha dramatik bir hal almaya başlıyor.

 

 

İlk bölüm boyunca sıradan bir çökmüş kariyer dramı izliyoruz.İkinci bölümle beraber konu çok farklı noktalara varıyor.İkinci bölümdeki zorlama dram ise giderek bıktıran bir hal alıyor.The Congress orjinal fikirlerle yola çıkan fakat özellikle ikinci bölümüyle birlikte hızla düşüşe geçen bir film.Odağından çıkarak bambaşka noktalara varan konu ve abartılı dram yapısı filme zarar vermiş.Ari Folman'ın ise anlatısını hiç beğenmezken kendisini iyi bir animasyon vasat bir film yönetmeni olarak tanımlayabiliriz.Robin Wright ve Paul Giamatti kadroda en çok ön plana çıkan isimlerken,Harvey Keitel abartılı ,Kodi Smit-McPhee ve Sami Gayle'ın oyunculukları ise yerlerde geziyor.

The Congress ya sev ya nefret et tarzında bir film.Orjinal fikirleri ve farklı bir sinemasal deneyim sunduğu kesin ama benim beğenimi kazanamadı.Yine de filme bir şans vermenizi öneririm çünkü dediğim gibi ya sev ya nefret et tarzında bir film.

PUAN:5.5   NOT:C