13 Haziran 2014 Cuma

Kış Uykusu

 

Yerli sinema adına tarihinin ödül anlamında en büyük başarılarından birine imza atarak Cannes Film Festivali'nden Palme d'Or ile dönen Nuri Bilge Ceylan'ın son filmi Kış Uykusu yönetmenin giderek değişen sinemasının son halkası.Her ne kadar yönetmenin sinemasının kökeni sabit kalsa da 'Üç Maymun' ile birlikte her yeni filmde yapısal değişiklikler gözleniyor.Kış Uykusu'nda yönetmenin önceki filmlerinden farklı birçok şey görmek mümkün.Filmin 196 dakikayı bulan süresine yayılan yoğun diyaloglar özellikle göze çarpıyor.Hatta bu defa ara sıra çalan bir müziğe bile rastlamak mümkün.Nuri Bilge Ceylan bu defa diyalogları filmin omurgasına yerleştirerek 'Aydın' karakteri ve çevresinde insan doğasına ve karşılaştığı sorunlara yer veriyor.


Filmin kapanış jeneriğinde de yazdığı üzere Anton Çehov'un hikayelerinden esinlenerek Nuri Bilge ve Esra Ceylan tarafından senaryolaştırılan film insan yaşamındaki küçük olaylar üzerinden insan doğasıyla ve benliğiyle ilgili bir arayışa geçiyor.Burada özellikle ikilinin yazdığı senaryo ve çizilen karakterleri ön planda tutmak gerekiyor.Aydın (Haluk Bilginer) karakteri filmin merkezine yerleştiriliyor ve çevresindeki yan karakterlerle hep bir tartışma ortamı oluşturuluyor.Aydın entelektüel birikimi yüksek yaşadığı yerin yüksek gelirli saygın bir kişini temsil ediyor.Hatta karakterin isminin de buna vurgu yapıldığı söylenebilir.Film ise arkada Kapadokya coğrafyasıyla Aydın'ın karısı,kız kardeşi ,yardımcısı,köyün imamı gibi sayabileceğimiz bir çok karakter arasındaki yaşananlara odaklanıyor.Kendimizi karakterler arasındaki doğal ve uzun diyaloglardan oluşan bir tartışma ortamı içerisinde buluyoruz.Bu noktada senarist ikilinin karakter yaratmadaki becerisini teslim etmek gerekiyor.Çünkü başta 'Aydın' olmak üzere bir çok karakterin harika çizildiği söylenebilir.Öte yandan 192 dakikalık süre boyunca yazılan diyalogların son derece başarılı ve üzerine çok düşünülmüş olduğu aşikar.Nuri Bilge Ceylan diyaloglar üzerinden entelektüel birikimi yansıtıyor.Fakat filmin ayarlanamayan süresi ve çok şeye birden değinmek istemesi yönetmenin bu entelektüel birikimini yansıtmasında bazen 'bilmişlik' hissi yaratıyor.Yine de ustaca yazılmış diyaloglar etkileyiciliğini koruyor.Sınıfsal farklılıkların çatışması ,dini göreceler ve insan doğası adına söylediklerinin de altını çizmek gerekiyor.


Film her zaman ilgiyi canlı tutmasına rağmen ayarlanamamış süresinin hikayeye ve filmin etkileyiciliğine zarar verdiği aşikar.Öte yandan filmin hikaye kurgusunda da sorun var.Aydın karakterinin merkezinde yer aldığı farklı hikayeler iyi bir kurguyla şekillenmiyor ve ayrıca filmden çıktıktan sonra düşününce ucu açık kalan karakter çatışmalarının da tatmin etmediği bir gerçek.Yapılan final ise bazı şeylerin havada kalmasını önleyemiyor.Son olarak Nejat İşler'in içinde bulunduğu hikaye ise bilindik ve basit sayılabilecek yargılar çıkaran bir finalle noktalandığını düşünüyorum.Belki İsmail (Nejat İşler) karakteri daha çok tanıtılsaydı bu sorunun önüne geçilebilirdi.


Nuri Bilge Ceylan Kış Uykusu'nda belki de her zamankinden fazla sırtını oyunculara yaslıyor.Ceylan filmi için profesyonel ve çok iyi seçilmiş bir kadro oluşturmuş.Haluk Bilginer başta olmak üzere tüm kadro toplu performans açısından övgüyü hak ediyor.Haluk Bilginer yine yerli sinemanın en iyi aktörlerinden biri olduğunu gösterirken Ayberk Pekcan,Serhat Mustafa Kiliç ve kısa rolüne rağmen damakta güzel tat bırakan Nejat İşler'i beğendiğimi söylemeliyim.Demet Akbag performans olarak çok öne çıkmazken, Melisa Sözen'in yer yer yapmacık bir hal aldığını fakat filmin genelinde ikisinin de ortalama bir oyunculuk sergilediğini söyleyebiliriz.Nuri Bilge Ceylan'ın Kapadokya'yı bir ressam gibi resmettiğini ve bu görsel başarıda filmin ruhuna oturan renk paletleriyle Gökhan Tiryaki'nin başarısını teslim etmek gerekiyor.Son değinmek istediğim nokta ise kapanış sekansındaki hamlenin basit bir düşünce olarak kaldığını düşünmekteyim.

 

 

Evet Kış Uykusu fena film değil.Hatta bazı noktalarda oldukça iyi bir portre çiziyor.Fakat eksikleri olduğu da yadsınamaz.Sırf Palme d'Or aldı diye de bu eksikleri görmezden gelecek değiliz.Nuri Bilge Ceylan yerli sinemanın hatta yerli sinema tarihinin en iyi yönetmenlerinden biri keza ödül başarısı anlamında en iyisi.Fakat Kış Uykusu yönetmenin girdiği yeni dönem filmleri olan 'Üç Maymun' ve 'Bir Zamanlar Anadolu'da'nın arkasında kalıyor.Üstelik bu filmleri kadar çarpıcı ve etkileyici de değil.Şahsen ben Kış Uykusu'ndan çıktıktan sonra üzerine pek düşünmedim.Zaten okuması açık bir film ve etkileyiciliğinin de çok çarpıcı olduğu söylenemez.Beni en çok etkileyen nokta yaratılan karakterler oldu sanırım.Sonuç olarak, Kış Uykusu kalite ve usta işi barından bir film aynı zamanda eksikleri de olan bir film fakat kesinlikle bir başyapıt değil.


PUAN:7.3   NOT:B


 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder