1 Mayıs 2014 Perşembe

The Grand Budapest Hotel

Amerikanın kendine has ,stil sahibi yönetmenlerinden Wes Anderson'ın sekizinci uzun metraj filmi 'The Grand Budapest Hotel' yönetmenin her anlamda tarzını yansıttığı kelimenin tam anlamıyla bir 'Wes Anderson filmi'.Masalsı anlatımından kendi içinde derinliği olan çeşit çeşit karakterlerine , sanat yönetiminden kamera açılarına,kendine has mizahına kadar daha birçok şey Wes Anderson'ın tarzından alıştığımız şekilde.Yönetmenin masalı bu defa 20. yy başlarında iki savaş dönemi arasında Avrupa'da bulanan Büyük Budapeşte Oteli'nde geçiyor.Berlin film festivalinden 'Grand Jury Prize' la dönen filmin başrollerinde Ralph Fiennes ve Tony Revolori yer alırken yan rollerde daha bir çok ünlü isim bulunmakta.

İki savaş dönemi arasında Avrupa'da bir tepe üzerine kurulmuş olan Büyük Budapeşte Oteli'nde konsiyerj görevlisi olarak çalışan Gustave H ve otele bellboy olarak göreve başlayan Zero Mustafa'nın yaşadığı macera ve aralarındaki dostluk hikayesine şahit oluyoruz.

 

 

Filmi yine masal kitaplarındaki gibi bölümlere ayıran yönetmen sanat yönetmeni Adam Stockhausen'ın yardımıyla filmi için mükemmel bir atmosfer oluşturuyor.Zaten yönetmenin kariyerini incelediğimizde filmlerindeki kendine has sanat yönetimine çok önem verdiğini görüyoruz.Film baştan sona iyi bir ritimde araya gerilim,mizah ve aksiyon serpiştirerek ilerliyor.Filmdeki iki ana karakterin yanında yan rollerde bir çok karakterde karşımıza çıkıyor.Filmin alt metni ise Wes Anderson'ın önceki filmleriyle benzer.Wes Anderson yine iyi anlatıcı rolünü üstlenirken kaliteli kamerasını da yine ön plana çıkartıyor.Yine bir çok sahneyi simetrik açıyla çekerken kamerasını aniden sağa-sola yukarı-aşağı hareket ettiriyor.Filmin başta sanat yönetimi olmak üzere diğer teknik özelliklerinin de -müzik,görüntü yönetimi,kostüm,görsel efekt- Wes Anderson'ın bu renkli dünyayı oluşturmasında önemli payı var.

 

Filmin adete yıldızlar geçidi olan oyuncu kadrosuna gelecek olursak; Ralph Fiennes zaten harika bir oyuncu ve bu filmdeki rolüyle de kariyerinde her zaman anımsayacağımız çok iyi performanslarından birini veriyor.Tony Revolori de rolünün hakkını verirken yan rollerdeki isimlerde tuhaf karakterleriyle filme renk katıyorlar.


Yönetmenin sempatik tarzıyla tekrardan karşılaştığımız filmi maalesef yönetmenin kariyerinde üst sıralara yerleştiremiyorum.Film bir çok artısına rağmen ne hikayesi ne mizahı ne de bıraktığı etkiyle tam anlamıyla sarmıyor.Evet karşımızda fena olmayan bir hikaye ve mizah var.Fakat bu özellikler yönetmenden oluşan beklentiyi karşılayacak nitelikte değil.Filmden çıkarken 'hoş ve eğlenceli bir Wes Anderson filmi izledim fakat bunun ötesinde bir şey yok' dedirtiyor.Kısaca Wes Anderson yine beğeni seviyesini geçen bir işle karşımıza gelirken kendinden oluşan beklentiyi karşılayamıyor.Wes Anderson'ın tarz olarak kendini kabul ettirdiği zaten bir gerçek fakat Anderson gibi bir yönetmenin artık kariyerine ilk başyapıtını yazdırması ya da yeni filmlerinin 'The Royal Tenenbaums' veya 'Fantastic Mr. Fox' gibi mükemmel filmlerine yakın olması gerek diye düşünüyorum.


PAUN:7.1   NOT:B




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder