8 Şubat 2014 Cumartesi

12 Years A Slave




2008'de ilk uzun metraj filmi 'Hunger' ve ardından 2011 yılında 'Shame' ile iki mükemmel filme imza atmasının yanı sıra ortaya bir tarz koymayı da başaran siyahi İngiliz yönetmen Steve McQueen'in bu yılki filmi Oscar'ın en güçlü adayı olan 12 Years A Slave.1841'de New York'ta yaşayan özgür bir adam olan Solomon Northup'un kölelik hikayesinin anlatıldığı film dramatik yapısıyla dikkat çekiyor.12 Years A Slave bence de fena film değil fakat büyük beklentilerle gittiğimi düşünürsek salondan büyük bir hayal kırıklığıyla ayrıldım.Kadrosunda
Chiwetel Ejiofor,Michael Fassbender,Scoot McNairy,Benedict Cumberbatch,Paul Dano,Lupita Nyong'o,Paul Giamatti ve Brad Pitt gibi isimlerin bulunduğu filmin 9 dalda Oscar adaylığı bulunuyor.

 

Film;özgür bir siyahi olan Solomon Northup'un(Chiwetel Ejiofor) kaçırılıp köle olarak satılmasını anlatıyor.Siyahi bir yönetmen olan Steve McQueen'in böyle bir kölelik öyküsüne imza atması sanıyorum kendi açısından büyük önem arz ediyor.Steve McQueen'in bir stüdyo filmine imza atmasıyla ilgili bir sıkıntım yok.Aksine filmde McQueen etkisi belirli bir şekilde görülüyor.Köleliği iyi anlatan ve özellikle finaliyle dramatik anlamda sağlam bir film.Fakat özellikle ilk yarısındaki dağınık anlatımı ve iyi bir karakter analizi yapamaması filmin büyük eksikleri.McQueen finale kadar seyirciye dramı vermek istemeyen,baştan beri izleyiciyi finale hazırlayan bir yol izliyor. 12 Years A Slave,McQueen'in önceki filmlerinin aksine daha çok karakter barındırıyor.Fakat McQueen'in karakterleri tam anlamıyla iyi işlediğini söylemek zor.


Steve McQueen sağlam yönetmenliğiyle filmi kalite olarak ileri taşıyor.İşkence sahnelerini kamerayı durdurmadan,uzun sekanslar halinde,arkasına Hans Zimmer'in müziklerini alarak seyirciye çarpıcı bir biçimde sunuyor.Doğa manzaralarını da filme dahil ederken yer yer sessizlik içinde karakterleri resmediyor.Fakat anlatım anlamında sıkıntıları var.Ayrıca görüntü yönetmeni Sean Bobbitt'in film için kullandığı renkler de hikayeye uyum sağlıyor.Hans Zimmer'in filmin dramatik yapısına katkısı büyük.Bu yıl The Lone Ranger,Man Of Steel ve Rush ile harika müziklere imza atan günümüz en büyük film bestecilerinden biri olan Hans Zimmer 'The Thin Red Line' da kullandığına benzer müzikleri etkileyiciliği iki kat arttırıyor.Kostüm tasarımı anlamındaki başarıya da yazıda değinmek gerek diye düşünüyorum.

 

 

 

 

Michael Fassbender gösterdiği performansla filmdeki en iyi role imza atıyor.Ekranda son derece iyi bir kötü adam rolü çiziyor.Chiwetel Ejiofor'un ise zaman zaman gösterdiği performans oldukça iyi.Özellikle ağlamaklı bakışlarıyla karakterinin çektiklerini başarılı bir biçimde gözler önüne seriyor.Fakat bana kalırsa rolünde çok daha iyi bir performans verilebilirdi.Chiwetel Ejiofor yerine başka bir siyahi oyuncu da seçilebilirdi.Aynı şekilde bir Oscar adaylığı hak ediyor mu tartışılır ama Lupita Nyong'o da rolünde oldukça iyi.Kısa rollerde de bir çok oyuncuyu izliyoruz.Filmin en etkileyici sahnesi ise kuşkusuz finale doğru gerçekleşen kırbaçlama sahnesi.Başta Michael Fassbender olmak üzere sahnedeki tüm oyuncuların en üst düzey performanslarını gösterdiği sahnede Steve McQueen seyirciyi rahatsız etmeyi başarıyor.


12 Years A Slave yönetmenin ilk iki filminin arkasında olsa da yine de başarılı bir iş.Eksiklerine rağmen çarpıcı olmayı başaran 12 Years A Slave'i bana kalırsa çok abartmaya gerek yok.


PUAN:7.3   NOT:B



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder